1-Gizem Hanım, “Siyah Telaş” ilk romanınız. Aşk romanı gibi görünse de bir kadının hayat içindeki mücadelesi ve yaptığı yanlışlıkları da görüyoruz. Başından yanlış başlayan bir ilişki gibi okunuyor. Yarattığınız kahraman neden böyle bir yanlışın peşinde ısrar ediyor?
Etrafımız yanlış ilişki dolu. Ben romanda çok aşık ve tutkun bir kadının, kendisine hiç uygun olmayan bir adamın hayatında yer edinebilmek uğruna girdiği savaşlardaki mücadelesini kaleme almaya çalıştım. Duru, Sedat’ın hayatında asla geçici bir role sahip olmak istemiyor ve bu arzu uğruna tüm gençliğini feda etmeye hazır. Sedat’ı kendi aşkı ve tutkusuyla besleyerek kendisine bağlamaya çalışıyor. Okuyucu tarafından bir nevi “obsesyon” “takıntı” olarak bile algılansa; aslında “aşkın” taa kendisini anlatmaya çalışıyorum. Aşk,”sahip olmak ister” çünkü; tüm zorluk ve sıkıntılara rağmen…O yüzden Duru için yanlış da yok zaten … sadece ısrarla aşkının peşinden gitme durumu var.
2-Açıkçası şunu da görüyoruz romanda. Bir kadının her şeye rağmen büyük bir mücadelesi de var. Tutunma gibi, ayakta durma gibi, güçlü olma gibi. Ancak söz konusu aşk olunca bu mücadeleden de vazgeçen bir kahraman var… Aşkın hikmetinden sual olmaz sözünden yola çıkarsak, bunları normal mi görmek gerekiyor?
Elbette normal. Herkesin başına gelebilir. Romanımda asla vazgeçmek yok, bu arada. Sedat da, Duru da kendilerine göre aşklarının peşinden asla vazgeçmeden büyük bir ısrarla gidiyorlar hem de koşarak… sedat da Duru’dan aşağıda ya da geri de kalmıyor, o da tüm engelleriyle koşuyor.
3-Kendisine değer verilmeyen, yeri olmayan bir aşkın ısrarı oldukça yakıcı oluyor. Neden böyle bir yangının içine kendisini atar Duru?
Şöyle cevap vereyim size, “Hayatta “Aşk” kadar güçlü bir duygu var mıdır?”. Aşk, insanın gözünü kör edebildiği ölçüde, gerçeklerden uzaklaştırabildiği ölçüde aşktır.
4-Siyah Telaş ile özellikle genç kızlara ya da kadınlara mesajlarınız var gibi görünüyor. Kadınlar Siyah Telaşı nasıl okumalı?
“Pür dikkat” . Zira, aşk bu adamı da yakar daha da çok kadını. Zira biz kadınlar, duygusal yaratıklarız. Kadınlar, Siyah Telaş’tan ders almalılar. Aşk’ta biraz da mantık arasınlar ki, kalpleri, canları yanmasın ya da daha az yansın.
5-Dikkatimi çeken en önemli şey de kadının kadınla uğraşması. Aslında mağdur olan iki kadın var. Ancak ikisinin de hedefi kendileri. Bu bakış açısından ne zaman ve nasıl kurtulur kadınlar?
Hiç bir zaman. Neden mi? Çünkü, kadın kadının kurdudur. Ortada bir adam var, ancak 2 kadın da bu adama sahip olmak istiyor. Kadınlar, mağduriyetlerinin farkında değiller. Tek istedikleri, “o adam” yani romandaki Sedat. Sedat’a sahip olana kadar ve onun hayatındaki tek kadın olana kadar bu mücadeleleri devam edecektir.
6-Romanınız keyifle okunan, akıcı bir roman. Olumlu ya da olumsuz tepkiler aldınız mı? Vermek istediğiniz mesaj okuyucuda da karşılığını buldu mu?
Tepkiler genelde olumlu. Zira, bu roman benim ilk romanım öncelikle medeni cesaretimi kutluyor, olumlu düşünen okuyucularım. Bence okuyucularım vermek istediğim mesajı aldı. Zaten, romanımı da; aşkı ve tutkuyu seven ve bu 2 duyguyla yaşayan herkese adıyorum. Akıcı bir roman olduğunu söylüyorlar aslında, şu anda anımsadığım olumsuz eleştiri ise; ana karakter Duru’yu yerden yere vurduğumu ve bir anlamda acımasızca yazdığımı söylüyorlar. Tabii bunu diyenler genelde feminist okuyucularım :)) Benim hep erkeği haklı gören yapımdan ötürü zannedersem. Herkesin romanımı severek ve keyifle okuması dileklerimle….Belki bir gün de “Beyaz Telaş” ı yazarım, kim bilir 🙂
https://www.youtube.com/watch?v=zCdSJVYqBXc
Söyleşi Sorularını Hazırlayan: Deniz Bulut’a teşekkürlerimle
Saygılarımla
Avukat / Yazar Gizem Tan
www.dgtanhukuk.com
gizem.tan@dgtanhukuk.com
twitter@avukatgizemtan