Hep uzun yollardır beni duygusallaştıran …
Yine verdim kendimi yollara … Meğer özlemişim o gittiğim yolları. Salına salına gittim bu sefer. Her bir manzaraya doya doya baktım. Bekleyenim yoktu. Sadece denize girmeye gidiyordum. Her zaman sezonu açtığım koyda.
Bu koya ilk onunla gitmiştim; o artık yok ama ben varım elden ayaktan düşene kadar (yani ben 80 yaşıma gelene kadar 🙂 bu koyda açacağım sezonu …
Hep o şarkı gelir aklıma … “Sen Olsaydın …” sonra içlenirim … ama alışırsın sonra da bu duyguya, her duygu gibi… insanoğlu nelere alışmıyor ki… ne acılara, ne hasretlere, ne keder, ne çaresizliklere bi yerden sonra da acımıyor zaten de … Ama biliyor musunuz can kurtarmak, yenilenmek mühim. Her rüzgara yenilmemek, daha da güçlenip hayatta ayakta durabilmek güzel şey. Zaten aksi durumda, düşenin yanında da kimse olmuyor kalmıyor …
Bu güzel yolda bir sürü kaplumbağaya rastladım. Bir sürü dediğim de 5i geçmez ancak her biri için ayrı ayrı durdum otobanda. Onları ezilmesinler diye, güvenli bir yere çektim. Afacanlar, ağır ilerliyorlar ancak konu cana gelince ve arabaların kendilerine çok yaklaştığını anlayınca hareketleniyorlar ve adeta adımları hızlanıyor….
Her şarkıda duygulanmak güzel şey olabilir; ama atarlanmamak da lazım. Gün içinde git gellerinizi ve moodunuzun dengesini özlemini çektiğiniz şey ya da kişilere ulaşmak için harcamaktansa ; o ana dönüp olmayanları gidenleri yok oldukları gibi kabul etmeyi öğrenmek zorundasınız. Öğrenmezseniz de hayat acı acı inlete inlete öğretiyor zaten … çabuk öğrenin, canınız daha az yansın ! Benden demesi. Ölüm aslında en güzel ayrılık şekli çünkü geri dönüşü yok, bi de yaşarken canlı canlı ayrılıklar oluyor işte bu en kötüsü … Ölümün en azından bir ebedi anlamı var; en kötü öteki tarafta buluşurum diye avutuyorsun kendini; öbürün de ise küs olduğun kişi için beslediğin duygular içinde seni kemirip gün be gün bitiriyor; sen öldürmeyi bilmezsen …
Gelelim hukuki bir soruna … Ben de tam konunun içerisindeyken … Beni takip edenleriniz bu konu üzerinde çalıştığımı bilirler, zaman zaman sorular da alıyorum ….İmarsız bir arsa üzerine ev yapılır mı? En başında imarsız arsaı alıp almamak sizin bileceğiniz iş tabii. İmarsız arsalar, imarlılara nazaran daha ucuz olduğu kadar riskleri de beraberinde getiriyorlar.. Ben bu düzenlemeyi beğenmiyorum gerçi ama ; uymak mecburidir aksi halde biçer döverler ile 5 dakikada inşaatınızın yerle bir edilmesi olasıdır…. Ben geçen hafta 500.000 TL değerindeki bir evin sırf bu sebepten ötürü yerle bir edildiğini gördüm ….
Yasal düzenlemelere göre …
- İnşaat yapılacaksa bu inşaat arsanın yüzde 5’i içerisinde olmalıdır.
- Ev ya da inşaat yapılabilir ancak bu yapı 250 metrekareyi geçemez.
- Saçak seviyesi ile tabii zemin arasında 6,5 metre olmalıdır. 2 kattan daha yüksek yapı yapılamaz.
- Yola ya da parsel bitimine yapılan ev 5’den daha fazla yaklaşamaz.
Saygılarımla
Avukat Gizem Tan
www.dgtanhukuk.com