Şu hayatta, konuşacak sözün olduğu kadar kendini gösterebiliyorsun…
Susabildiğin ölçüde de eziliyorsun….
Zira, ben de anamın karnından siyasetçi olarak doğmadım, yıllanmış bir köşe yazarlığı geçmişim de yok…
Yine de pes etmeden, yazmaya ve devamlı okumaya çalışıyorum. Okudukça da öğreniyorum. Hem bilgi dağarcığım artıyor, hem de gerçek hayatta yaşayarak öğrenemediğim açıklarımı kapatıyorum.
Gazete küpürlerini okumadığım yaşlarda ve bir haber geçirdiğim günlerde, babacığımdan işittiğim azar hep bu yüzdendi şimdi anlıyorum….Çocukluk işte, çocuk dünyandan çıkıp, gerçek hayatla yüzleşmen ne kadar geç olursa, kendini şanslı adlediyorsun. Neyse ki, bu azarları işite işite, gündemi bir yerlerden yakalayabildik, öyle ki takipçisinin de bir hayli olduğu Vivahiba sitesi gibi güncel bir internet gazetesinde bir kaç yıldır köşemi muhafaza edebildim ve hala da severek yazmaya devam ediyorum.
Hukuk eğitimi, siyasetle içiçe gibi gözükse de aslında bambaşka iki alan. Bir okurum, bana neden siyasete değinmediğimi sormuş. Cevabım ise açık; çünkü pek anlamıyorum. Zira, siyasetin de bana ihtiyacı olduğunu pek sanmam 🙂
Derseniz ki, sen hukuk dışında bir şey bilmez misin? Elbette bilirim. Mesela güzel yemek tarifi verebilirim, ya da çeşitli derleme ve öykü üretebilir, yazabilirim. Ancak eğitimin hangi alandaysa, o etiketi aldığımız bir ortamdayız. O yüzden, ben hukukçu olduğum için ancak hukukla ilgili yazı yazmama izin var, dermişim. Şaka şaka :))) “Gerçi her şakanın altında da bir gerçek var.”
Efendim, evet adli tatilde olduğumuz doğrudur. Adliyede her şeyin durduğu da pek tabiidir. Benim gibi iş kolik avukatların ofislerinde iş kovaladığı da diğer bir doğru olandır. Bu ay 1 hafta kadar gittiğim Antalya’da çektiğim güzel bir kareyi paylaşayım, dedim sizinle. O kadar da sıkıcı değilim anlayacağınız, ofis – adliye derken ben de arada bir tatil kafasını yaşayabiliyorum….
Şimdi size söyleyeyim , Adliye’de hangi işler, adli tatil sürecinde tatile girmiyor….
a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.
b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.
c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.
d) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.
e) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.
f) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.
g) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.
h) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
ı) Çekişmesiz yargı işleri.
j) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler.
Gelelim Ceza Hukuku İşlerine ; Adli tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapar.
Saygılarımla,
Avukat / Arabulucu Gizem Tan
www.dgtanhukuk.com
gizem.tan@dgtanhukuk.com
twitter@avukatgizemtan
http://dgtanhukuk.com/blog