Eceline Mi Susadın Sen?

Mutsuz insan tiplemesine, en başta spor imkanı olup da yapmayanlar giriyor zannedersem.

Önünde kocaman göbeği, bakımsızlıktan toparlaç gibi olmuş bir beden, elinden sigara ve içkisini düşürmeyen, homini gırtlak yemek yiyip sinirini yemeklerden çıkaran ve vücudunu, sağlığını umursamayan insan kitlesi.  Eceline susayan insanlar… Bu insan grubunun sayısı ve hacmi arttıkça; memlekette uyuşmazlık konuları ve sıkıntılar da artıyor.

Şimdi nedir bana bunu yazdıran söyleyeyim hemen.

Zira filinta gibi değiliz ancak Allaha şükür kendime dikkat eden bir tarafım vardır hep.  Zaten ne me lazım, sıkıysa bir kilo alayım, bakımsızlaşayım; sağolsun benim çevremdeki herkes çok acımasız.  Hemen ikaz ederler, hem de ağır bir şekilde; neymiş efendim kilo almışım, neymiş spordan uzaklaş mışım,…. neymiş ecelime mi susamışım… Sigara kullanmam, sporumu eksiksiz yapmaya çalışırım, yediğime içtiğime dikkat ederim etmesine ancak şu ara yogaya merak sarmış ruh halimle; gerçek hayatla pembe hayat arasında denge kurmaya çalışıyorum…

namaste1

“Nameste” diye diye yoga yapıyoruz.  Tüm sınıfla transa geçiyoruz.  Çoğu zaman hep gülüp, anlam veremediğim bu spor dalıyla hayat buluyorum size yemin ederim ki.. Herkese öneririm.

Spor yapmak farklı düşünme becerisi de getiriyor insana.  Bu sayede,  uyuşmazlığınızın çözüm yolunu ararken karşı tarafın canına bela okumadan; müşterek yolla kazan-kazan sistemi ve isteği geliştiriyor beyniniz ve kalbiniz.

Bu hafta uzun süredir dava aşamasında olduğumuz birden fazla uyuşmazlığı ofisimde yaptığım arabuluculuk seansıyla çözüme kavuşturdum. Şimdi bana derseniz ki, bu müvekkillerin yoga yaparak mı geldiler senin ofise, o yüzden mi? Valla, ne alaka demeyin gerçekten de doğru.  Hepsi yoga yapmasa da spora ciddi vakit ayıran taraflar.

Zira her birinin düşünce şekli yumuşak; çözüm odaklı, zaman ve emek tasarrufu odaklı.

Bir kere daha bahsetmek gerekirse; hangi uyuşmazlıklar “arabuluculuğa” uygun diye?

Tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilecekleri tüm özel hukuk uyuşmazlıkları uygundur.

Buna boşanma kararı haricinde, içinde şiddet unsuru olmayan tüm ailevi uyuşmazlıklar, alacak davaları, tazminat davaları, işçi-işveren uyuşmazlıkları ve kamu hukukuna girmeyen tüm özel hukuk davaları girer.

Bana derseniz ki, “yahu namasteyle ne ilgisi var uzlaşmanın.  Arabuluculuğu buna da mı bulaştırıyorsun; diye?”

Cevabım “koca bir evet” olacaktır.  Zira düşüncede sınır yoktur, marjinalliği de katarsak ben birleştirmeyeceğim de kim birleştirecek :).  Tabii ki, buna paralel olarak nameste”nin sözlük anlamını da yazmak isterim ,  Namaste sözcüğü, bire bir çevrildiğinde: “Senin önünde saygıyla eğiliyorum” anlamına gelir.

Herkes birbirinin önünde saygıyla eğilsin ve uyuşmazlıklarında orta yolu bulmaya çalışsın.

Yaşasın “Namaste” yaşasın “Arabuluculuk”. Ecele susamayan bir hayata merhaba diyelim;  geç ve güç olmadan..

Saygılarımla

Avukat / Arabulucu Gizem Tan

www.dgtanhukuk.com

gizem.tan@dgtanhukuk.com

twitter@avukatgizemtan

Sosyal Medyada Paylaş