Uzun İnce Bir Yoldayım

Benim için bir güzel hafta sonu oldu ki, sormayın. Benim memleket Ankara’daydım. Bu haftayı epey yoğun geçirmenin verdiği yorgunluk, bir yandan da geçmişime olan özlem; epey duygusal anlar geçirmeme sebep oldu ailemle. Babacığım, Pazar sabahı beni ve kardeşimi televizyonun karşısına oturtup, ufaklık videolarımızı izlettirmez mi? İşte orada koptum ben. Yahu, yıllar ne çabuk geçiyor. Babam benim 2 yaşında olduğum videoda 27 yaşındaymış; yani benim şu anki yaşımdan 4 yaş ufak. Bir an geçmişe, bebek olmaya; çocukluğumun şımarıklığına duyduğum özleme mi hüzünleneyim; ne güzel çocukluk dönemi geçirdiğime mi sevineyim, yoksa yılların çok hızlı geçiyor olduğuna ve daha çok fazla şey yapmam gerektiğine mi telaşlanayım; bilemedim….

mnm

 

Derken bu haftanın duruşma yoğunluğu ve ofisteki yoğunluk haricinde sinema aşkıyla tutuşan yanımı da doyurdum. Sizlere zaman zaman köşemden bahsettiğim kısa filmi de çekebildim sonuçta. Çekmiş olduğum filmin konusunu filmimiz montaja girdikten sonra ve Antalya Portakal Film Festivali’ne gönderdikten sonra sizlerle ayrıntısıyla paylaşacağım. Ancak, kısacık konusunu merak edenlere; aşkı uğruna çılgına dönen kadını konu alıyor.

Geçen haftaki yazımı takiben, bana email yoluyla sorular gönderen okurlarım olmuş. Öncelikle beni takip eden, yazılarımı ilgiyle okuyan herkese çok minnettarım, yanaklarından kocaman öperim:) Gelen soruların bazılarına bu yazımda yer vermek istedim.  Zaman zaman yapacağım bunu.. Soruları, aynen yayınlıyorum.

-Gizem Hanım Merhabalar… Ben size Antalya’dan yazıyorum. Hukuk Fakultesi’ni yeni bitirdim, fakat hukukla ilgili bir meslek dalıyla uğraşmak istemiyorum. Sizin de çok yanlı bir hukukçu olduğunuzu biliyorum. Beni anlayacağınızı umarım. Bana ne yapmamı önerirsiniz?

Merhabalar, Sanem Hanım. Hukuku çok sevmeseniz de olur. Bırakın, o sizi sevsin.  Ancak eğitiminizi aldığınız işi yapmanızı öneririm. Madem, benim gibi çok yönlüsünüz, mesleğinizi yapmak diğer alanlarla ilgilenmenize engel değil ki, zaman bol her şeye yeter … Hem başka iş yaparsanız, aldığınız eğitimi heba etmiş olursunuz.

Gizem Hanım, boşanma hukuku konusunda ün salmışsınız; ancak nedense bir türlü evlenmediniz sebebi nedir? Evliliğe karşı mısınız?

Beni çok güldürdünüz Erhan Bey. Valla, benim çevrem de aynı dertten müzdarip. İnşallah evleneceğim. Evlilik için doğru insan olması şart; evlenmiş olmak için evlenemem. Ben, aşk insanıyım. Hayatımda birinin olup olmadığı da, bende kalsın. Sevgiler…

-Hep arabuluculuğu met ediyorsunuz Gizem Hanım; gerçekten zamandan tasarruf etmiş oluyor muyuz? Sizce davalar ne adar zamanda bir yapılmalıdır?

Elbette; arabuluculuk, dava yoluyla karşılaştırıldığında zaman ve masraftan epey tasarruf imkanı sağlıyor. Her bir mahkemede görülen dosyalarda, duruşma aralıkları bence 1 ayı geçmemelidir.

– Gizem Hanım, Antakya’dan merhabalar.  Yazılarınızı ilgiyle okuyoruz. Yazdığınız kitap ve çektiğiniz kitaplarda kendi hayatınızı mı konu alıyorsunuz? Bu kadar çok yönlü olmanızı gıptayla takdir ediyoruz.

Ayşe Hanım teveccühünüz. Elbette kendimden esinlendiğim hususlar oluyordur elbette ancak hayır o karakterler bire bir ben değilim. Ben sadece kurgu ve senaryo yazıyorum, başka karakterler üzerinden.

-Gizem Hanım; sizce Türkiye’ye idam cezası gelmeli midir?

Elbette. Bazı cezalar için şart; bu düzenleme için geç bile kalındı. Cezalar, caydırıcı olmalıdır.

-Gizem Hanım; siz asgari ücret tarifesine göre mi vekalet ücretini belirliyorsunuz?

Bazı durumlarda evet. Asgari ücret tarifesinin altına inmemek şartıyla; emeklerim ve harcadığım mesaiyi karşılayabilecek bir miktar üzerinden anlaşmaya gayret gösteriyorum.

Bana yazmaya devam edin…

Saygılarımla

Avukat / Arabulucu Gizem Tan

www.dgtanhukuk.com

gizem.tan@dgtanhukuk.com

twitter@av ukatgize mtan

Sosyal Medyada Paylaş