Sit Alanlarının Kamulaştırılması ve Takasi

Sevgili Okuyucularım,

Bir sit alanının ne zaman kamulaştırılabileceği, ya da ne zaman takas (Trampa) konusu olabilceğine dair sorular almaktayım.  Bu yazımda isterseniz düzenlemelere bir göz atalım ….

 

Taşınmazı sit alanı olarak tescil ve ilan edilen ve tapu kütüğünde belirtilen özel mülkiyet malikleri için; kısıtlamadan kaynaklı mağduriyetin giderilmesi için bazı barışçıl çözüm yolları üretilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 15. maddesi ile kamulaştırma ve takas imkanı getirilmiştir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 15. maddesinde, takas kapsamında olacak alanların, koruma amaçlı imar planlarında “kesin inşaat yasağı” getirilen alanlar olduğu belirtilmiştir.

Aynı şekilde, Tabiat Varlıkları, Doğal Sit Alanları ve Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Kalan Yapı Yasaklı Taşınmazların Hazine Taşınmazları İle Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin 4. Maddesinde: “Bakanlar Kurulu kararı ile tescil ve ilan edilen, 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen tabiat varlıkları, doğal sit alanları, orman rejimine tabi olmayan koruma alanları ve özel çevre koruma bölgelerinde kalan, Genel Müdürlük tarafından her yıl belirlenecek trampa programlarına alınan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine ait taşınmazlar Hazine taşınmazları ile trampa edilebilir.” denmektedir.

Yine “Sit Alanlarında Kalan Taşınmazların Hazine Taşınmazları İle Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesine göre; “Sit alanlarından, I. ve II. derece arkeolojik sit alanı ile I. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu yerlerde kalan ve Bakanlık tarafından her yıl belirlenecek trampa programlarına alınan yerlerde bulunan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine ait taşınmazlar Hazine taşınmazları ile trampa edilebilir.” hükmü yer almaktadır.

Kamulaştırma taleplerinin bütçe yetersizliği sebebiyle uygulanmadığı dikkate alındığında, taşınmaz maliki açısından kalan tek yolun trampa olduğu söylenebilir.

Hem doğal sit alanları hem de arkeolojik sit alanları açısından takas talebinde ortaya çıkan esas kıstas “kesin yapı yasağı” dır. Bu durumda uygulamada karşımıza çıkan kesin yapı yasaklı alanlar 1. derece doğal sit alanları ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarıdır.

Arkeolojik sit alanlarından 1. derece ve 2. derece olan alanların Yönetmelik tanımlarına bakıldığında, düzenlemenin uygun olduğu söylenebilir. 3. derece arkeolojik sit alanlarında kesin yapı yasağı bulunmadığından bu alanlarda kalan taşınmaz malikleri kamulaştırma ve takas olanağından faydalanamayacaklardır. Aynı şekilde, 3. derece doğal sit alanı ile yeni Yönetmelik tanımına göre “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” dahilinde olan malikler de bu imkandan faydalanamayacaklardır.

Konuyla ilgili daha da ayrıntılı bilgileri ve düzenlemedeki bazı yetersizliklere bir sonraki yazımda da değineceğim.  Sorularınızı bekliyorum.

Saygılarımla

Av Gizem Tan

 

Sosyal Medyada Paylaş