Bir Kova Su ve Kovanın Dibinde Çaresizce Debelenen İnsan …

Aynı hatayı senin gibi iki sefer yapmak, aptallıktır…
Havanda su dövüyorsun, ne salak şeysin …….
Kovanın içinde bir kaşık su, bir kova suda boğuldun …

Ne çok söz var, aptallığa dair; öyle değil mi?
Aptallık hep başkalarında zaten…

Gelgelelim insanın kendisine, insan kendisine asla ama asla laf söyletmez ki, hatasını görmez bir türlü, göremez… Gün gelir pişmanlıklarının içinde kendisini boğuluyor olarak bulsa bile, çaresizlikten yapmıştır o hatayı, hep bir bahanesi vardır anlayacağınız.  Karşı taraftadır sıkıntı,  kendinin ise aklı selimi yerindedir oysa… Hele aptal hiç ama hiç değildir.

Peki, ya iki tarafın özgür iradesi ile yapılmış olan sözleşmelerde ne oluyor da sonradan taraflardan birisini sözleşmede değişiklik istiyor.  Ya diğer taraf ? O zamana kadar sözleşmenin şartlarına uyum sağlamış ise, bir anda karşı tarafın sözleşme değişikliğine gitmesiyle sıkıntıya düşen ve de düşecek olan ayrıca bu değişikliğe gidilmesinde de bir kabahati olmayan taraf ne yapmalı? Ya da doğrudan sözleşmeyi mi feshetmeli?  Feshederse, menfaati daha da zarara uğramaz mı?  Peki menfaat neye göre sağlanır, ölçülür ya da kaybedilir?

 

 

Peki irade sakatlıkları, tehdit, hata, ikrah hangi durumlarda ortaya çıkıyor?

Hangi durumlarda, tarafların özgür iradeleriyle yaptıkları sözleşmede değişikliğe gidilmesini hakim uygun görüyor?

Sıra ile her hafta birini sizlerle paylaşacağım ve bu konularda bilgi vereceğim.  Bana sorularınız olması halinde aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz….

Selamlarımla

Av Gizem Tan

www.dgtanhukuk.com