Nedir bu hukukçuların kendilerine sosyal ortamda kimlik bulma konusunda karşılaştıkları güçlükler ….
Bir avukat, hakim ya da savcı herhangi bir konuda uyuşmazlığa düştüğünde mahkemeye gitmeden halledemez mi bu ülkede ? Neymiş efendim, “senin avukatlığın bana sökmez !” Bu sözün Türkçe meali nedir ? “Kanun biliyor olmanın gözü korkutamayacağı mi, gözü boyuyamayacaği mı?” Peki ya maksat, karşı tarafın ne gözünü boyamak ne de korkutmaksa?” İkisi de değilse adam gibi konuşarak, uzlaşarak aradaki uyuşmazlığı gideremez mi hukukçu kimlikler, huzurlarını korumak adına konuşarak halledemezler mi dertlerini karşı tarafla? Hemen vereyim cevabını kocaman bir “Hayır!” … Eğer hukuk fakültesinden mezunsan namı diğer “hukukçu” isen, bu ülkede şahsi bir meselen için karşı tarafla fazla ateşli olmayan bir münakaşaya bile girmemelisin. Zira karşı tarafın cevabı önceden hazır oluyor ” … senin avukalığın bana sökmez..” NE Mİ YAPMALI? “Tamam kardeşim!” deyip amma illaki bayrağı indirmeden soluğu adliyede almalı. Zira burası bir hukuk devleti değil mi? Öyle ….. O zaman kanun, nizam da bildiğine göre burada bir hukukçu uzlaşmaya asla yanaşmamalı, boş yere enerjisini harcamadan karşı tarafa “hukukun üstünlüğü” ne dayanarak ve sığınarak doğrudan cevabını vermeli ….öyle değil mi, mahkemeler ne güne duruyor hem ? Hani Organize İşler’de Tolga Çevik diyor ya ” Hukukun üstünlüğü ” diye, işte ondan … Böylelikle hem hukukçu hem de mağdur olduğunuza inanıyorsanız mağdur olmanın avantajını yaşarsınız, tecrübeyle sabittir 🙂 Aman mağdur yerine mağrur olmayın da :))))
Şimdi, bana “Kardeşim, sen aynı zamanda arabulucu değil misin?” diye soranlara cevaımı bir sonraki yazımda vereceğim ….
Sevgi ve Saygılarımla
Avukat Gizem Tan
www.dgtanhukuk.com