Sarı Yaz

Geçen sene ekimin sonlarına doğruydu Bodrum’un açıklarında yaza veda edişimiz.

Bu sene yaza veda edişimiz geçen seneye göre daha bir hızlı, daha hüzünlü, ıssız ve apansız oldu sanki.

Birkaç günlüğüne geldiğim Ankara’da evimizin penceresinde ağaçlardan düşen yaprakları izliyorum, kulağımda Birsen Tezer’in “İstanbul” u çalıyor.

Beş dakikada bir motorunun acelesine inat
Biniyorum meçhule
Ardımda martılar telaş

Bırakıp gitmek var
Şimdi seni yarim
Dört yan ezan
Vapur vapur boğaz

Sesim binlerce binlerce
Gözüm bugün
Gözlerin istanbul
İstanbul gözlerin bugün
Gözlerin istanbul
İstanbul yüzün bugün

Birazdan yola çıkacağım İstanbul’a doğru arabamla.  Arabam, evin önünde gitmeye  biraz isteksiz, aynı zamanda da istekli beni çağırıyor.  Bu şehri terketmek hep zor geliyor gönlüme, aklıma, anılarıma …. yine de gitmeliyim İstanbul’a yola çıkmalıyım.  Vedalara alışan yüreğim senelerdir, aile üyelerimi, anı ve bu Ankara’daki planlı, aristokrat hayatı bırakmaya alışmış, alışagelmiş…… Bu veda ve hüzünler beni bugünlere getirmişken hala daha beni büyütmeye ve yaşlandırmaya çalışıyor, devam ediyor hala daha …. Beni ıssız bir o kadar güçlü, bağımsız ve belki de anarşist yapan duygularım başkaldırıyor yine tüm zorluk, çaresizlik, hüzün ve üzüntülere.  Ben biliyorum ki, İstanbul’a girişte köprüyü geçerken yine ellerim hırstan kaşınacak kalbim daha hızlı atmaya başlayacak ve ben İstanbul’un telaşı içinde tüm hüzün ve hasretlerimi arkamda bırakarak önüme bakacağım ….  İşte hayat bu.  Mevsim sonbahar tüm kasvetiyle gönlümde aklımda ve hüznümde.  Hazan sonbahar …. Ahmet Faik’in dediği gibi “Sarı Yaz” …..

Hüzün ve hazan iliklerimize o kadar işlemiş ki, art arda gelen kahkaha ve sevinçli muhabbetlerden sonra derin bir sessizlik ve suskunluk geliyor.  Peki neden ?  Bunu yapan yaptıran nedir ? Hasret …. Kaçamazsın, gidemezsin teslim olacaksın hüzne, hasrete, uzaklığa …

Gelelim hukuki konumuza, istinaf yoluyla ilgili sorularınıza açıklık getirmek amacıyla, şu kararlar için istinaf yoluna başvurulabilinir …

(1)İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.

(2) Miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.

(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda binbeşyüz Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.

(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.

(5) İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.

(1) İstinaf yoluna başvurma, dilekçeyle yapılır ve dilekçeye, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir.

(2) İstinaf dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

a) Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri.

b) Varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.

c) Kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı.

ç) Kararın başvurana tebliğ edildiği tarih.

d) Kararın özeti.

e) Başvuru sebepleri ve gerekçesi.

f) Talep sonucu.

g) Başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası.

İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir. İstinaf dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse, o mahkemece bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunur ve başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verilir.

İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar.

Saygılarımla,

Avukat / Arabulucu Gizem Tan

www.dgtanhukuk.com

gizem.tan@dgtanhukuk.com

twitter@avukatgizemtan

http://dgtanhukuk.com/blog