Burdayım burdayım, kaybolmadım bir yere… :)))
Yazıyorum işte hala ….
Okurlarımdan gelen 2 soruya cevap vereyim hemen …
İntifa ve İrtifak Hakları arasında şöyle bir fark var :
İrtifak hakları, kanunda düzenlenmiş olup taşınır, taşınmaz malların kullanım haklarını içeren bir haklardandır. İrtifak hakları bir taşınmaz üzerinde kullanım ve rıza gösermeyi, mülkiyet özgü bazı hakların kullanılmasından kaçındıran ayni hak olarak kurulan haklardır. İrtifak hakları şahsı bağlı ve eşyaya bağlı olmak üzere ikiye ayrılır.
İntifa hakkı ise bir başkasına ait olan taşınır taşınmaz mallar üzerinde tam yararlanma ve kullanma yetkisi tanıyan haklardır. Ancak intifa hakkı kurulması sürecinde kuru mülkiyetin sahibinin mülkiyet üzerindeki öz değerini kendisinde tutuluyor. Kuru mülkiyet sahibi mülkiyetin gerçek sahibi ancak yararlanı ve kullananı intifa hakkı sahibidir.İntifa hakkı, hak sahibine, zorunlu olarak, ayrılmaz bir biçimde bağlanıyor. İntifa hakkı, gerçek kişi lehine tesis edilebileceği gibi tüzel kişi lehine de tesis edilebiliyor. Hatta birden çok kişi adına tesis edilen intifa hakkı, müşterek veya iştirak halinde de kullanılabilinir.
Kesinleşmeden İcra Edilebilen ve Edilemeyen Kararlar Ayrımına da bakarsak:
İcraya konulabilmesi için kesinleşmesi şart olan ilamları; 1-Gayrimenkulün aynına ilişkin ilamlar 2-Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar, 3-Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tenfizine ilişkin verilen ilamlar, 4-Menfi tespit veya istirdat (geri alım) davalarında verilen ilamlar, 5-Sayıştay ilamları, 6-İstihkak davasının kabulüne ilişkin karardaki yargılama gideri (Davanın reddi halinde ise kesinleşme gerekmemektedir.) 6-Bayrağına ve sicil kaydı olup olmadığına bakılmaksızın bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin ilamlardır.
Her iki konuyla daha ayrıntılı bilgi isteyene okuyucularım, aşağıdaki email adresinden bana ulaşıp gerekirse randevu alabilirler.
Bir de sizlerle yüreğimi dağlayan bir görüntüyü paylaşmak isterim.
2 gün evvel bir restaurantın önünden geçerken bu görüntü gözüme ilişti ve hemen fotosunu çektim. Gerçi herkes kendi kaderini yaşıyor bunu biliyoruz; ama yine de üzüntüm . Resimdeki keman çalgıcısı saatlerce bu restaurantın çevresinde gezindi durdu. Tek amacı çalgısının sesini yarı ya da tam alkolik, şımarık, züppe takımına duyurabilmekti. Kimileri duymamazlığa geldi kimileriyse zaten masalarındaki yüksek sesli kahkahalardan duyamıyordu, duymaya da yeltenmiyordu. Tabii, tok açın halinden anlamıyor. Çalgıcı eminim ki, toplayabildiği 3,5 kuruş parayı ekmek parası olarak evine götürebilmenin huzuruyla o restaurantın çevresinden, o züppe takımına göre çok daha mutlu ayrılmıştı. Kaderi mi suçlamak lazım bilmiyorum ama bu görüntüler çok sayıda ve her gün işsizlik yüzünden dilenen, evsiz kalan, ve çöplerin önünde yatıp kalkan insan sayısında artma oluyor. Gelir dağılımında orantısızlık ve ekonomik sıkıntı yaşayanların sayısında korkunç artmalar var her geçen gün. Devletin bu insanlara bir an önce yardımcı olması ve birşey yapması gerekliliği çığ gibi büyüyor.
Saygılarımla,
Avukat / Arabulucu Gizem Tan
gizem.tan@dgtanhukuk.com
twitter@avukatgizemtan