Yaş aldım ben… Bu cumartesiydi doğumgünüm. Sevdiğimle, öyle bir güzel girdim ki doğumgünüme, umarım bu yaşım çok güzel geçer, hayallerimi, umutlarımı hayata geçireceğim bir yaş olur… Bu anlamda doğumgünümü hatırlayıp, kutlayan tüm okuyucularıma teşekkür ederim.
Boşanma konusunda sıkça sorular alıyorum. Aile arabuluculuğu üzerinde de yoğun olarak çalışıyorum biliyorsunuz. Sistem de özellikle adliyelerde yavaş yavaş oturmaya başladı. Bense kendi ofisimde seansları sürdürmeyi tercih ediyorum. Hafta başında mail kutuma baktığımda aile uyuşmazlıklarıyla ilgili çeşitli sorularınıza rastladım. Şöyle bir harmanlayarak cevap vermem gerekirse,
“Aile mahkemeleri, önlerine gelen dava ve işlerin özelliklerine göre, esasa girmeden önce, aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün korunması bakımından eşlerin ve çocukların karşı karşıya oldukları sorunları tespit ederek bunların sulh yoluyla çözümünü, gerektiğinde uzmanlardan da yararlanarak teşvik eder. Sulh sağlanamadığı takdirde yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar verilir. ”Anayasa Mahkemesi Kanunu (“AMK) m.7’de belirtilen sulh HMK m.213/1’de yer alan sulha teşvikten farklı yönleri vardır. HMK’nun ilgili maddesi uyarınca “Davanın her aşamasında tahkikat hakimi iki tarafı veya vekillerini çağırarak davanın maddi olguları hakkında beyanlarını dinleyebilir ve sonuç vereceği umulan hallerde bunları sulha da teşvik edebilir. ” Görüldüğü üzere AMK m.7’de yer alan sulhten farklı olarak HMK’da yer alan sulh başvurulması zorunlu olmayan ve hakimi bağlamayan bir kurumdurHakim tarafları sulhe teşvik ederken AMK m.5’te belirtilen uzmanlardan yararlanabilir. Aile mahkemesinde görevli olan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacılardan oluşan uzmanlar bu konuda görüş bildirebilirler, duruşmaya katılabilirler.
Hakimin doğrudan ya da uzmanlar yardımıyla tarafları arabuluculuk yoluyla uzlaştırabilmesinin dayanağı ayrıca Medeni Kanun’un (MK) 195. maddesinde belirtilmiştir. MK m. 195 uyarınca evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi durumunda eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Bu durumda hakim eşleri yükümlülükleri konusunda ayrı ayrı uyarır ve eşleri uzlaştırmaya çalışır.
Gelgelelim bir diğer sorunun cevabına “Türk Medeni Kanunu’nun 176/4. maddesi gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın azaltılmasına karar verilebilir. Bu bağlamda iradın azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.”Buna göre bu tür davalarda sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için öncelikle; tarafların boşanma davası sırasındaki mali durumlarıyla nafakanın azaltılması davasının açıldığı sıradaki mali durumların tam olarak saptanıp karşılaştırılması, ardından nafakanın indirilmesini gerekli ve haklı kılacak bir değişimin olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir.
Tüm okuyucularıma keyifli bir hafta dilerim, ben bu haftaya çok güzel başladım. Sevdiğimle, beyaz ve mavi renkleri arasında harika bir haftasonu geçirmiş olmanın keyfiyle hem kendime hem de size iyi bir hafta dilerim ….
Saygılarımla,
Avukat / Arabulucu Gizem Tan
gizem.tan@dgtanhukuk.com
twitter@avukatgizemtan