Köşemi okuyan meslektaşlarımın çoğu, belki de bu konuya aşinadır. Gümrük Bakanlığı’nın 15 Nisan 2015 tarihli Genelge’sindeki “Yurt İçine Nakit Girişi” başlıklı maddesine göre: “Yurda girişte aksine bilgi ve belge olmaması durumunda, kişilerin taşıdıkları nakdin kaynağına dair gümrük idaresine yaptıkları beyan esastır. Mal ve hizmet ihracat bedeli, transit ticarete ilişkin kazançlar, yabancı sermaye bedeli veya ‘diğer kaynaklardan’ temin edilen nakdin gümrük giriş noktalarından yurda getirilmesi serbesttir. Bu nakdin beyan edilmesi zorunlu değildir ve yolcular beyana zorlanamaz. Talep etmeleri halinde, yolcuların getirdikleri bu nakdi ‘Nakit Beyan Formu’ ile gümrük idaresine beyan etmeleri mümkündür. Yolcu tarafından yapılan beyanın doğru olup olmadığı gümrük idaresince gerçekleştirilecek kontrol suretiyle tespit edilecektir. Açıklamanın doğru yapılmadığının tespiti halinde, tutanak en az iki memur tarafından imzalanarak MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu)’ na bildirilir. Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanuna istinaden istenilen açıklamanın eksik yapıldığının veya hiç yapılmadığının anlaşılması halinde 2.500 TL’yi aşan farklar için aynı kanunun 16. maddesi gereğince gümrük idaresi tarafından, açıklanmayan miktarın yüzde 10’u tutarında idari para cezası kesilir ve söz konusu nakit muhafaza altına alınır.”
Bana kalırsa, bu genelgenin getirilmesi çok riskli oldu. Zİra, 2004’ten önce yurda her türlü nakit girişinde beyan zorunluydu. Ancak, bu son genelgeyle nakit girişinin miktar ve kaynak kontrolü tümüyle kaldırılmış oldu. Kara para aklamanın önlenmesi mevzuatı da yine bu genelgeyle ihlal edilebilir.
Ayrıca, bu genelge, Gümrük Müsteşarlığı AB ve Dış Ticaret Genel Müdürlüğü nün 19.03.2008 tarihli “Nakit Kontrolleri” konulu genelgesine de aykırı olmuş oldu. Bu AB Genelgesinde şöyle bir düzenleme vardı: “15 Haziran 2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, yanında nakit olarak 10.000 Euro veya daha fazlasını taşıyan bütün yolcuların AB’ye üye ülkelere giriş veya çıkışlarında bu meblağı gümrükte beyan etmeleri gerekmektedir. Söz konusu girişim para aklama, terörizm ve suçlama ilgili sıkı düzenlemelerde bulunarak, AB düzeyinde gerçekleştirilen suçla mücadele ve güvenlik arttırıcı çalışmaları destekleme amacını taşımaktadır.”
Yorumu hepinize bırakıyorum, bence terörizmin ve başka türlü yoksuzlukların önünün kesilmesi için, devletin bir an evvel son çıkardığı genelgeyi yeniden düzenlemesi gerekir.
Saygılarımla,
Avukat / Arabulucu Gizem Tan
www.dgtanhukuk.com
twitter@avukatgizemtan