Bu konu üzerine ayrıntılı araştırmam Datça Mevkisiyle tanışmama dayanır. Daha öncelerinde bir arazinin satışı için bu kadar kafa patlattığımı anımsamıyorum.
Muğla İli, Datça Bölgesini bilirsiniz. Zira tatile gayet elverişli, gerek doğal güzelliği gerekse butik otelleriyle keyif veren bir yöre. Benim bu bölgeyle tanışıklığım mart ayında bir müvekkilim lehine borçlunun üzerine kayıtlı ve 1. derece sit alanı olan bir arazinin satışını istememle başlıyor. Mart ayından beri yürüttüğüm bu işin son aşamasına geldik sayılır, öyle ki arabuluculuk sayesinde karşı taraf olan borçluyu uzlaşmaya bile ikna ettiğim söylenebilir. Önümüzdeki hafta Datça’da bir sonuç alacağımı düşünüyorum.
Sizlerin de merak edebileceği gibi şu sorunun cevabını vermek isterim: “1. derece sit alanı olan bir arsanın satışı ve alımı yasal olarak mümkün olabilir mi? Özel mülkiyet konusu olabilir mi?”
Öncelikle belirteyim ki, yasa gereği bir arsa veya arazinin sit alanı olarak ilan edilmesinden sonra hak sahiplerinin bu karara belli süre ve koşullar altında itiraz etme hakkı var. Sit alanları kentsel sit alanı, tarihi sit alanı, arkeoloji ve doğal sit alanları olmak üzere çeşitlere ayrılıyor. Ayrıca, sit alanları 1. derece, 2. derece ve 3. derece sit alanları olarak derecelendiriliyor.
Bir arsanın varsa pafta, ada, parsel bilgileriyle birlikte adres bilgileri belirtilerek ilgili Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne başvurması yoluyla sit alanı olup olmadığını öğrenmek mümkündür.
Peki, sit alanı arsa satılabilir mi dersiniz? Sit alanı ilan edilen bölgelerde, hem sit zeminine hem de yapılara yönelik her türlü müdahale ancak koruma bölge kurulundan izin alınması durumunda mümkün. Arsası sit alanı sınırları içerisinde kalan kimseler, takas imkanından da yararlanabiliyor. Ben de araştırıyorum bu konuyu şu anda, çünkü çok da bilinen bir husus değil.
KTVKK m.17/b gereğince; Sit alanı ilan edilmiş bulunan alanlarda mülkiyeti bulunan özel hukuk kişileri, koruma amaçlı imar planlarında getirilen hükümler nedeniyle kesin inşaat yasağı söz konusu olduğunda, müracaat etmeleri durumunda, belediyelerin ve il özel idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarla yapılaşma hakkı bulunmayan parsellerin takası mümkün oluyor. Ayrıca, ilgili düzenlemeye göre de; “Sit alanı ilan edilen ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu parseller, aynı ada içerisindeki bütün parsel maliklerinin başvurusu ve karşılığında önerilen parsellerin tamamının kabulü koşuluyla, başka Hazine arsa veya arazileri ile müstakil veya hisseli olarak değiştirilebilir. Sit alanı ilan edildiği tapu kütüğüne şerh edilen taşınmazları, miras ve ölüme bağlı tasarruflar dışında, sonradan edinenlerin talepleri değerlendirilmez. Ancak, Bakanlık izniyle gerçekleştirilen kazıların yapıldığı alanlarda bulunan parsellerde, maliklerin başvurusu ve kabulüne ilişkin koşul parsele yönelik uygulanır ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planı şartı aranmaz. Bu parsellerin üzerinde bina veya tesis varsa malikinin başvurusu üzerine rayiç bedeli, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesi hükümlerine göre belirlenerek ödenir. Bu bentle ilgili usul ve esaslar Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Bu düzenlemeler de gösteriyor ki, sit alanlarının alınması ve satılması yasal olarak aslında mümkündür; sadece sınırlamalara tabidir.
Saygılarımla,
Avukat / Arabulucu Gizem Tan
gizem.tan@dgtanhukuk.com
twitter@avukatgizemtan