Ablam Aşktan Öldü

Siz bu şarkıyı bilir misiniz? Sezen Aksu’nun eski şarkılarındandır bir 10 yıllık geçmişi vardır, diğer şarkıları kadar da çok da bilinmez hani.  Ancak harika şarkıdır…

Geçtiğimiz hafta bir iş için 1 günlüğüne Bodrum’a gittim.  Bodrum bu mevsimde daha bir güzel oluyormuş meğersem.  Tam Gümüşlükten merkeze doğru arabayla giderken, bir yağmur başladı size anlatamam. Fırtınayla birlikte hızlanan yağmur neredeyse arabayla beni uçuruyordu.  Bunca yıldır araba kullanırım ve iyi şöför de olduğum söylenilir ancak güçlükle vitese hakim olabildim, işte tam o sırada bu şarkı çalıyordu; ben de sesini sonuna kadar açtım biraz yol stresini de alsın diye, bangır bangır dinledim, bu şarkıyı…ve aklıma bir an belki de başlıktan ötürü, yıllar önce okuduğum bir haber geldi… Çocuk gelinler….

Türkiye genelinde evlilik yaşının 10’a kadar inebildiğini, biliyor muydunuz?  En son Ağrı’daydı sanırım bir gazetede okumuştum, 10 yaşındaki bir kız çocuğu kendinden 50 yaş büyük 60 yaşında bir adamla görücü usulüyle evlendirilmişti.  Bunun sebebi olarak da “namus” gösteriliyordu.  Doğu’da, aileler, kız çocuklarına ‘Bizden gitsin. Benim sırtımdan gitsin’ diye bakar ve yola başvururlar mutlaka duymuşsunuzdur,  bir de tabii ki yoksulluk, aile içi şiddet da erken yaş evliliklerin gerekçeleri arasında. Bu korkunç durumun bir sonucu olarak da elbette bu hal,  çocuk gelinlerin temel hak ve özgürlüklerini tamamen ortadan kaldırıyor.

cocuk gelinler

Şöyle ki, son yıllarda mahkeme izniyle 18 yaşın altında evlenenlerin de oranında artış var. Bu arada, 18 yaşın altındaki annelerin bebeklerinin ölme riski yüzde 60 daha fazladır, buna rağmen bu risk göze alınıyor.

Hatırladığım bir gazete haberine göre, Adana’da 13 yaşındaki kız ile 16 yaşındaki oğlanı evlendirdikleri ileri sürülen aileleri hakkında, “çocuğun cinsel istismarına yardım” suçundan yedi buçuk yıl hapis istemiyle dava açılmıştı. Sonucunu görseler bile ailelerin yine de akıllanmadığı ortada, çünkü bu tarz evlilikler azalacağına her yıl artan oranlarla devam ediyor.

Biliyorsunuz ki, görücü usulü evliliklerde; evlendirilecek kızın fikri sorulmuyor yani kaderine razı gelmek durumunda. Yine hatırladığım bir habere göre; Diyarbakır’da sevdiği gence varamayıp, kendinden 30 yaş büyük adamla evlendirildiği için kendini asan 16 yaşındaki bir kız çocuğunun arkasından kardeşi de aynı yola girmemek için kendi canına kıymıştı.

Peki memleketimizde, bunu doğrudan engelleyen yasalar var mıdır? Hayır yoktur. Peki sizce Türkiye’de yasalar görücü usulü ile evlilikleri ve çocuk yaşta evlilikleri engellemeye kadar yetecek güçte mi? Tabii ki hayır… Eğitim ve ekonomik düzeyin daha düşük olduğu doğu’da çocuklar kız olarak doğmanın bedelini, ömürleriyle ödüyorlar. Tabii ki istisnalar vardır, ancak genelde durum böyle malesef…

Aşık olmak, sevdiğine varabilmek, eğitimini sonuna kadar tamamlayabilmek, yaşama hakkı; Anayasa’da var düzenlenmiş çoktan ancak hayata geçişte problem var…Eee, icraat olmazsa neyleyelim biz Anayasa’da süs gibi duran hakkı hürriyeti….

Elbet tüm bu yasal eksiklikler giderilecektir… Ey hükümet, kanun koyucu duy çocuk gelinlerin seslerini…

Saygılarımla,

Avukat / Arabulucu Gizem Tan

www.dgtanhukuk.com

twitter@avukatgizemtan

Sosyal Medyada Paylaş