“Çok mutsuzum avukat hanım. Herkes ruhumda yara oluşturuyor, biriyle uğraşsam; diğeriyle uğraşamıyorum. Kocam beni sabah akşam yıllardır dövüyor, sövüyor hemi de çocukların yanında. Aşağılıyor beni. Dost hayatı yaşadığı kadınlardan tuhaf tuhaf öğrendiği seks hareketlerini üzerimde deniyor nicedir; cinsi sapıklar gibi. Son aylarda bana elini sürmüyor; sadece tokat atmak için ya da hatırlar mısınız bir dönem “İtilmişle Kakılmış” vardı; işte oradaki İtilmiş gibi saçlarımı arkadan kavrayıp kafamı sağa sola çekiştirirken kafamın üst kısmına dokunuyor pis elleriyle. Bu durumdan kurtulmak için kara kara düşünüyorum, kocamın evinden 2 çocuğumu da alıp kaçsam yine de çözüm değil, zira bubam bana sanki fahişeymişim gibi davranıyor; böyle bir adamla evli olduğum için benden utandığını; çevrenin benim onun kızı olduğumu bilmesini istemediğini söylüyor. Anamı deseniz, benim deli olduğumu böyle bir adamla evliliğimin beni kötü yola düşüreceğinden emin; yani bana fahişeliği yakıştırıyor demek ki bilinçaltı… İşim derseniz, bir restaurantta mantı, börek açıyorum son aylarda, günlük 50 TL karşılığı orada da restaurant şefi bana asılıyor, hem sarkıntılık yapıyor hem de benim gerizekalı olduğumu ve hamuru bile açabilecek kadar kapasitemin olmadığını, sadece bana acıdığı ve eve ekmek götürmem gerektiğini bildiği için işime son verdirmediğini söyleyip duruyor.”
İşte sizlerle yakın zamanda dinlediğim bir hikayeyi paylaşıyorum sevgili okuyucularım. Tüm bu satırlarda okuduğunuz cümle ve eylemler “psikolojik taciz”e örnektir. Tecavüz ve taciz illa iradesi dışında bir kadının cinsel organına erkek organının ya da erkeğin egemenliğindeki bir cismin girmesiyle meydana gelmez. O sadece cinsel tecavüz ve tacizin bir türüdür.
Eğer psikolojiniz yakınınızdaki veya uzağınızdaki bir kimsenin eylemi veya bir sözüyle kötü etkileniyorsa psikolojik tacize maruz kalıyorsunuz anlamına gelir ve bazı durumlarda sizi üzen ve mutsuz eden kişiyle görüşmeyi kesmeniz o kişiyi cezalandırmak için yetebilecek kadar etkili olmayacaktır. Örneğin yukarıdaki durumda bu kadına yerimde olsanız ne yapmasını önerirdiniz? Ben hemen söyleyeyim, kocasına hemen bir boşanma davası; ayrıca hem koca hem de ana ve babasına manevi tazminat davası bir de üzerine bu kişiler hatalarını insanlık anlamında da anlayana kadar görüşmeme cezası artı işyerindeki şefine de yine manevi tazminat davası ve işyerine de mobing davası açmak, başka da önerebileceğim bir fikir yoktu zaten. Hepsi bu kadar !! Yani böyle durumlarda uzlaşma bile çözüm getiremez. Allah muhafaza, insanların mutsuzluk ve huzursuzluktan kendini astığı, intihar ettiği şu dönemde; mağduru da koruyarak kökten çözümler getirmek gerekir.
Bir de şu var; mesleki deneyimlerimden yola çıkarak bu gibi hallerde; tacizi yapan, üzerinizde psikolojik baskı kuran ve sürekli sizi mutsuz eden gerek yakınızdaki kişiler aileniz , eşiniz ya da arkadaşınız, işvereniniz de olsa; size karşı tacizde bulunduklarını asla kabul etmeyeceklerdir. Öyle ki, her ne diyorlarsa ya da yapıyorlarsa sizin yararınız, menfaatiniz için yaptıklarını söyleyeceklerdir klişe laflarla.
Zira, psikolojk tacizi ispat etmek diğer cinsel tacizi ispat etmekten de daha zor olacağından; sizce bu durum yargısal aşamada tacizi yapan kişinin ekmeğine bal mı sürüyor dersiniz?
Hayır tabii ki, tacizi yapanın psikolojik bile olsa tacizi yaptığını ses kayıtlarıyla, tanıklarla ve diğer kanuni delillerle ispatlamamız mümkün olabilecektir. Yeri gelmişken geçenlerde aldığım bir emaile de buradan cevap vermek isterim; devamlı sözlü hakarete ve sözvmeye maruz kalan işçiler ya da bireylerin ses kaydı almaları hukuken yasaklanmış bir hal değildir. Ancak mahkemede, karşı tarafın izni olmadan alınan bu kayıtları, mahkemeye sunmamız hakimin takdirine bağlıdır. Psikolojik tacize maruz kalan bazı müvekkillerimin de benden onay alarak kayıt almışlığı vardır, daha sonrasında bu aldığımız kayıtları mahkemede 1. dereceden delil olarak kullanmışlığımız da olmuştur.
Bütün hafta Merhum Özgecan Aslan’ın hikayesini dinleyerek ve acılı ailesine bir nebze de olsa destek olarak geçti, her üzülen vatandaş gibi ben de üzerime düşeni yaptım. Avukatlık zor mesleklerden, ancak bir de vicdanınız varsa ve insanlara yardım etmeyi seviyorsanız mucizeler yaratabiliyorsunuz. Bir önceki yazımda da söylediğim gibi, Türk Ceza Kanunun yeniden düzenleneceğini ve bir takım suçlar için cezaların caydırıcı olması için arttırılacağından adım gibi eminim. Basın ve Medya’nın rolü de bunda çok etkilidir, zira gazeteciler ve medya olmadan kamuoyunda hiç birşeyi duyurmamız mümkün olamayacaktır.
Psikolojimiz de en az bedenimiz kadar önemlidir, temiz tutalım kirlenmesine engel olalım. Cinsel tecavüze veya psikolojik tacize maruz kalankar, kaşındıkları ve buna davet çıkaran davranışları sergilediklerinden değil; bu davranışları yapanların caniliklerinden ve edepsizliklerinden mağdur durumdalardır. Hadlerini bildirmek için de Allah biz hukukçuları yaratmıştır diyelim, tecavüzün her çeşidinin bitmesi ümidiyle….
Saygılarımla
Avukat /Arabulucu Gizem Tan
gizem.tan@dgtanhukuk.com
twitter@avukatgizemtan